Cildimizin sağlığı ve görünümü hepimiz için çok önemli ve değerli olduğu kesin. Onu koruyabilmek için yüklüce de para vererek aldığımız bakım ürünleri konusunda hemen herkesin ortak kaygısı ise “Bu ürün cildimde alerjik reaksiyon gösterir mi?”. Bu soruyu çok haklı kılan oldukça fazla sayıda örnek görmüş, duymuş, bazılarınızın başına gelmiş ya da okumuşuzdur. Peki bazı bakım ürünleri ciltte neden alerjik reaksiyon yaratıyor?
Öncelikle, cildimizin gösterdiği alerjik reaksiyon kendini koruma sistemi. ”Bak ben bunu sevmedim, bana yapma, bu bana iyi gelmedi, dur ” diyor aslında. Bunu unutmayalı, aklımızın kenarında dursun aşağıdaki maddeleri okurken..
1. Cildin kendi yapısından kaynaklı alerjik reaksiyonlar olabiliyor. Tıpkı gıda alerjisi gibi. Yediğimiz bazı besinler vücudumuzda nasıl alerjik reaksiyonlara yol açıyorsa cildimize uyguladığımız ürünlerdeki bileşenlere de cildimiz duyarlı olabilir. Bu bileşenler doğal malzemeler olsa dahi bu durumun tam olarak önüne geçemeyebiliyoruz. Örneğin turuncgil alerjisi olan birisinin içeriğinde portakal çiçeği esansiyel yağı olan bir ürünü cildine sürmesi de alerjik reaksiyona neden olabiliyor. Vücudun doğal ürünlere neden alerjik reaksiyon verdiği çok net öngörülebilen bir konu olmadığından bunu dikkat etmek gerekiyor. Bu vücudumuz ile ilgili olan kısmı. Çözümü alerjimiz olan maddeleri iyi tanımak ve içeriğinde bulunan ürünleri kullanmamak en iyisi..
• Cildimizin bakım ürünündeki sentetik bileşenlere karşı reaksiyonu daha belirgin olabiliyor. Aslında bakarsanız cildimiz neyin doğal neyin sentetik olduğunu çok iyi tanır. Doğal olmayanı reddetmeye daha hazırdır. Bazı ciltler bunu tolere ederken bazı ciltler kabul etmiyor ve doğrudan tepki veriyor. Tabi her sentetik madde alerjendir demiyorum ancak çok masum olanları olduğu gibi çok tartışmalı olanlarını da biliyoruz. Örneğin koruyuculardan fenoksietanol tamamen kullanımdan kaldırılması ile ilgili çok büyük tartışmalar oldu. Süreç tamamen kaldırmak yerine sınırlı kullanımında sonuçlandı. Bazı ülkeler kullanımdan kaldırdı. Paraben uzun uğraşlar sonucunda yasaklandı. Vs vs..
• Cilt Bakım ürünü %100 doğal olsa dahi bazı bileşenlerin ve uçucu yağların dermal kullanım sınırları var. Bu sınır ürünün kullanıldığı bölgeye göre değişir. Şöyle; Yıkanmayan ciltte kalan ürünlerde % 1 ile sınırlıyken, yıkanan ürünlerde (temizleme jeli gibi) biraz daha yüksek oranlarda kullanılabilirler. Bazı yağlardaki mesela Gül, Elemi yağlarındaki metil öjönol içeriğinden dolayı maksimum % 0,02 oranında kullanılmalı. (evet frekans yükselten müthiş bir yağ ancak öyle maalesef) Ya da ylang ylang esansiyel yağını cilt iritasyonu ve alerjiye sebep olmaması için yüz bakım ürünlerinde maksimum %0,4, vücut ürünlerinde % 0,8 ile sınırlamak gerekiyor.
• Aynı formülde birlikte bulunmaması gereken bazı bileşenlerin yer alması da nadiren de olsa görülebiliyor. Bu durum da alerjik reaksiyona neden olabilir. Bu durumun son tüketicinin çok özel ilgisi olması gerekir her maddeyi tanıyabilmesi için maalesef..
• Hijyen konusunu yazmakta fayda var. Şöyle üretim koşullarında çok fazla duymadım ancak olabilir tabi ki. Ancak Bazı ürünler evde kullanım aşamasında kontamine olabiliyor ve belli bir üremenin ardından ciltte reaksiyona neden olabiliyor. Doktora tezimi bu konu üzerine yapmıştım oradan biliyorum.
• Son olarak ambalaj materyali oldukça önemli. Bazı ambalaj materyalleri özellikle sentetik içerikli ürünler ile eser miktarda da olsa reaksiyona girerek çözünebilmekte, cildimize uyguladığımız ürüne karışabilmekte. Bu durumda zaman zaman alerjik reaksiyona neden olabiliyor. En kesin çözüm cam ambalaj.
Yine de her ürünü kullanmadan önce dirsek içine bir miktar sürerek test yapmak uygun olur.
Sevgilerimle…